KONSER

İLKAY VE CEZMİ ERSÖZ AYNI SAHNEDE                      
    "DİLİMDEKİ KESİK"

Kutuplarda ayı avcıları buzların içine jilet kadar keskin bir baltayı yerleştirir, keskin tarafın üzerine biraz kan sürerlermiş. Bunu bilmeyen ayı gelip baltayı yalarken dili kesilirmiş. Ama kanın tadından dilinin acısını fark edemez, kendi kanını yalamaya başlarmış. Damarlarındaki kan tükenince, olduğu yere yığılırmış. Avcı da gelip derisini yüzermiş. Avcılar ayıları kurşunla vururlarsa, ayının postu delineceği ve çok para etmeyeceği için bu yolu denerlermiş.

Şimdi o kan tadını, kendi dilimde hisseder gibiyim. Bu av yöntemini öğrenince anladım ki dilim yıllardır kesikmiş benim. Yıllardır ben de kendi dilimden akan kanı emip duruyormuşum. Başlarda, gücümün tükendiğini, kan kaybettiğimi fark etmiyordum. Ama artık ediyorum. Kanım tükeniyor ne zamandır. Böyle giderse yere yığılmam ve birilerinin gelip derimi yüzmesi yakındır.

Bu azalmış kanımla ne kadar uzağa gidebilirim ki? Ama artık başkaları değil, tüketeceksem ben tüketeyim onu. Başkalarına acı ve mutsuzluk vermediğim bir yer olmalı. Yıkıcı ve acımasız olmadığım. Varsın kimse hatırlamasın beni. Artık gözlerimdeki bağa değil, kafamdaki karışıklığa tapmalıyım. Kendi kanıma değil, şairlere, bilgelere, delilere, o soylu yoksullara tapmalıyım.

Yalan söylediğimde, dilimdeki kesik hep sızlamalı. Lüks içinde yaşamak ya da sadaka almak için birilerine yalvardığımda daha çok sızlamalı. Böyle anlarda bana hep kendisini hatırlatmalı. Beni, bilmeden yaşadığım bu ısmarlama hayatım değil, her şeye rağmen öğrendiklerim mahvetmeli. Avcılar yüzünden değil, gözümü bağlayanlar yüzünden değil, mahvolacaksam, ben istediğim için mahvolmalıyım. Çünkü kendi kanımı emerken, hayatın arka bahçesinde, görünenlerin arkasında  ne olmuşsa, biliyorum ki benim yüzümden oldu. Biliyorum artık, dünyadaki bütün yıkımlar, bütün katliamlar, dilimdeki bu kesik yüzünden oldu…

Evet, size bir mektup var…
İlkay Akkaya ve Cezmi Ersöz’ün bulduğu.
İçinde şarkılar, şiirler ve öyküler var.
Kaybolmuş bir mektup bu…
Kimin yazdığı ve kime gönderildiği belli değil.
Kimbilir belki de siz anlarsınız kimin yazdığını ve kime gönderdiğini…


TARİH: 28 ŞUBAT 2011
SAAT: 19.30
YER: ANTAKYA KÜLTÜR MERKEZİ
BİLET TEMİN YERLERİ: SARAY SAATÇİLİK, YENER KİTABEVİ, KEMANCI KAFE


DÜŞLERİN RESSAMI ANTAKYA'DA

Murat Yılmazyıldırım, Murat Çelik ile 1993 yılında Düş Sokağı Sakinleri adlı grubu kurdu ve ikili Düş Sokağı'nda birçok konser verdi. 2001 yılında son verdikleri konserlerden sonra Murat Çelik'in müziği bırakma kararından dolayı Murat Yılmazyıldırım müzikal yolculuğuna Düşlerin Ressamı ismiyle, yalnız başına devam etme kararı aldı. Bugüne kadar 1000'in üzerinde söz yazıp, beste yapan ve 12 albüme imza atan Murat Yılmazyıldırım ayrıca Kent Ozanları adı altında çıkarılan karma albüme çeşitli sanatçılarla birlikte kendine ait olan Ağladıkça isimli parçayla ve Homegrown Istanbul Vol.2 albümüne de Mercan Dede'yle birlikte Bilinmezin Elçileri adlı parçayla konuk olmuştur.

MURAT YILMAZYILDIRIM 28 Şubatta Meclis Kültür Merkezinde

TARİH: 28.02.2011
SAAT: 19.30
YER: MECLİS KÜLTÜR MERKEZİ